Bugünlerde İstanbul Modern'de Hayal ve Hakikat, Tekinsiz Karşılaşmalar ve Yeni Yapıtlar, Yeni Ufuklar adında üç sergi bulunmaktadır. Hayal ve Hakikat ise benim ilgi çekti diyebilirim. Hayal ve Hakikat Türkiye’den Modern ve Çağdaş Kadın Sanatçılar sergisi ile Türkiye'nin toplumsal ve kültürel dönüşümünü kadın sanatçıların üretimleri üzerinden gündeme getirmeyi amaçlamış. Modern ve çağdaş sanatta kadın sanatçıların öncü ve eleştirel pozisyonlarını merkez almış olan sergi, Türkiye’nin sosyokültürel tarihine yeni ve alternatif bir bakış sunuyor. Sergi, adını ilk Türk kadın romancı Fatma Aliye’nin Ahmet Mithat ile birlikte kaleme aldığı 1891 tarihli “Hayal ve Hakikat” romanından alıyor. Bir aşk romanı olarak dönemin pek çok özelliğini bünyesinde barındırmış iki bölümlü kitabın hayal olarak adlandırılan kısmını Fatma Aliye, hakikate vurgu yapan kısmını Ahmet Mithat yazmış. Romanın kapağında Fatma Aliye, sadece cinsiyetini belirten “Bir Kadın” mahlasıyla yer almaktaymış. Arzu Başaran, Güneş Terkol, Gül Ilgaz ve Gözde İlkin, Gülçin Aksoy, Yasemin Nur Toksoy, Atıl Kunst gibi sanatçıların eserleri yer almaktadır. Bu serginin küratörleri Fatmagül Berktay, Levent Çalıkoğlu, Zeynep İnankur ve Burcu Pelvanoğlu’nun oluşturduğu seçkin, kadın sanatçıların 1900’lü yılların başından bugüne uzanan üretim sürecini kapsayarak, resimden videoya çeşitli sanat disiplinlerine yer vermiş.Sergide genel olarak anlatılmak istenen kadınların hor görüldüğü, dayak yediği, cinsel ilişki için kullanıldıkları, namus meselesi edilerek öldürüldükleridir. Serginin kapısından girdiğimde karşıma
Nilbar Güneş’in “Soyunma” isimli videosu karşımıza çıkıyor. Sergi içerisinde ilginç gelen ama aslında bizim
Böyle bir serginin mutlaka görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü dünyanın her yerinde görülebileceği gibi özellikle Türkiye’de çok sık görülebilen kadın suistimalini iyi bir görsellikle açıklamaktadır.