2 Ocak 2012 Pazartesi

UYARLAMA DİZİLER

Türk televizyon dizileri son yıllarda başarılı senaryolara imza atmaktadır. Gerçi bizim halkımız, her türlü programı izlediğinden hepsinin bir beğenici kitlesi bulunmaktadır. Diziler konusunda Kanal D önde gelse de diğer kanallarda da birçok dizi bulunmaktadır. Ancak dizilerimizin çoğu yabancı dizilerden alınmadır. Umutsuz Ev Kadınları, Doktorlar, Acemi Cadı, Belalı Baldız gibi Türk toplumuna uyarlanan diziler orijinal formatlarıyla aynı tadı vermemektedir. Çünkü çoğu Türk kültürüne uygun yapılmaya çalışılmaktadır. Dolayısıyla orjinalini izleyen Türk versiyonundan pek hoşlanmıyor. Örneğin Umutsuz Ev Kadınları’ndaki karakterler aslında benzetilmeye çalışılmış ama Amerikan dizilerinde dünyaya açılmak daha kolay olduğundan dizide bir oyuncu dünya güzeli seçilirken bizdeki versiyonunda sadece bir zeytin güzeli seçiliyor.  Sonuç olarak bizde de Öyle Bir Geçer Zaman ki, Muhteşem Yüzyıl, Kuzey Güney gibi güzel ve kendimize has senaryolar bulunurken neden yabancı senaryoları çeviriyoruz anlamıyorum. Çünkü bir çoğu bizim kültürümüzle uyuşmadığı için pek tutmamaktadır.

Sherlock Holmes, Gölge Oyunları

Dün Sherlock Holmes Gölge Oyunlarını izleme şansım oldu ve gerçekten izlerken eğlendiğimi söyleyebilirim. Düşünme gücü ile sorunları çözme yetisi arasındaki ilişki her şeyin aslında zihnimizde çözüldüğüne dair inanc, aydınlıktan yana Holmes karanlıktan yana Mariarty ile arasında geçen karşılıklı hamlelerin bir satranç oyunundaki gibi düşünülerek yapılması ve hareketli kamera oyunları gidilip zaman ayırmaya değiyor efektlerin 3d özelliği taşıması filmi daha etkileyici hale getiriyor. Kesinlikle gidilip görülmesi gereken bir film olduğunu düşünüyorum.

HOŞGELDİN 2012

Bir yılı daha geride bırakmanın mutluluğunu yaşıyoruz. 2011’e de veda ederek 2012’ şimdilik güzel zamanlarını yaşamaktayız. 2012 için İstanbul’un birçok yeri ışıklarla süslenmiş ve çok güzel bir görüntü sağlanmıştı. Keşke her zaman böyle ışıl ışıl görünseydi her yer. Özellikle herkesin akın akın gittiği Nişantaşı’ndaki kutlamalar gündeme geldi. Çünkü büyüleyici bir görüntüyle süslenmiş caddelerin, birbirinden farklı ışıklarla donatılmış mağazaların, buzdan yapılmış görüntüsü verilen şekil şekil heykellerin dikkat çekmemesi ve insanları büyülememesi imkansızdı. Tüm mağazalar geç saatlere kadar açıktı ve tüm restaurantlar, barlar tıklım tıklım doluydu. Ayrıca Virgin Radio’nun yaptığı programla açık havada eline içkisini alan kendini müziğin ritmine kaptırarak eğlendi. İnsanların beraber olduğu çok güzel bir görüntü vardı, keşke bu etkinlikler daha sık yapılsa…