“Yasakçı zihniyet” ile aklımıza ilk gelen medyanın her zaman takipçisi olduğu iktidarların engelleri, yasaklarıdır. İktidarların yaptıklarını halka doğrudan yansıtmak isteyen medyanın önünün sansürlerle kesilmesi dolayısıyla da halkın öğrenmesi gerekeni gerçek anlamıyla öğrenememesidir.Böyle bir durumda demokratikleşmekten söz bile edemeyiz. Bunlara özellikle sosyal paylaşım sitelerini de ekleyebilirz. Çünkü bu sitelerde insanların önüne geçilmez bir bilgi paylaşımı olmaktadır. Ayrıca yazılan bloglardan dolayı bu sitelerin de önüne geçilmek, kapatılmak istenmiştir. Ancak haber almaya böylesine aç olan bir milleti durdurabilmişler midir? Siyasal iktidarlar da içinde olmak üzere her türlü kuruluşun özgürce eleştirilmesini , halkın haber almasını, öğrenmesini, olaylar ve sorunlar üzerinde düşünmesini sağlayacak araç medyadır. Dolayısıyla bir ülkede düşünceye çeşitli yasalarla sınır , sansür getirilmesi, gazetecilerin , yazarların yazarken , haber verirken ceza korkusuyla kendi kendilerini denetlemeleri sonucunu doğurur. Bu denetleme de düşüncenin özgürce açıklanmasına engel olur. Sansür gibi çeşitli sebeplerden ötürü yazarlar, kendi işlerinde ilerlemekten ,halka daha fazla bilgi vermekten, düşüncelerini paylaşmaktansa yasaklarla mücadele etmek zorunda kalmıştır.
Sonuç olarak medyanın en büyük görevlerinden biri olan halkı doğru bilgilendirme işi görülüyor ki bir şekilde engellenmeye çalışılmaktadır ve toplumların ilerlemesinde, demokratikleşmesinde önemli bir rol oynayan medyadan bizim ülkemiz ve diğer modern toplumlarda sansür nedeniyle yeterince yararlanamamaktadır. Maalesefki devlet denetiminden geçen onaylanmış bilgilerle yetinmek zorunda kalıyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder